NTVRadyo'da sanatçı, akademisyen, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyircilerle ilk gösterime davetlisiniz! Onların eşliğinde, anlattıklarını dinleyerek uzak durduğumuz sanat dallarıyla tanışıyoruz.
Cumartesi 12.30, Pazar 18.30
“Müze demek, perilerin evi, demek.
Orada gördüklerinizin taşıdığı ruhları aktaracak birikim vardır. Sizi bir ruhlar dünyasına, imajinasyon dünyasına götürürler.
Hayatımızdan masallar gittikçe, ötekini sevmemeye, anlamamaya başladık, kültürel yabancılaşma başladı. İşte müzeler, kültürel yabancılaşmadan bizi bu tarafa çeker, gitme, sen yabancı değilsin, der.”
...
Prof.Dr. Hüsamettin Koçan müzeyi anlatmaya bu sözlerle başlıyor, bizi müzeyle tanıştırıyor, müzeye davet ediyor.
Türkiye’de müzecilik hareketinden, köyüne dönen gurbetçilerin getirdiği kültüre, zevklerine.... Parası olanların kültürel ortama katkıda bulunmak istemesinden Baksı Müzesi’ni neden kurduğuna...
Etnoğrafya müzesinden çağdaş sanat müzesine... İstanbul Modern’den Eskişehir’deki Odun Pazarı Müzesi’ne, Bayburt’taki Baksı Müzesi’ne...
Hüsamettin Koçan’ı, bu program için seçtiği Erik Satie’nin müziği eşliğinde dinleyin. (Gymnopédie No. 1 ve Gnossienne 1)
Herkese Sanat Cumartesi saat 12.30’da NTVRadyo’da. Programın tekrarı Pazar 18.30’da.
NTVRadyo’da yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için podcast kaydı ntvradyo.com.tr adresinde, Spotify ve tüm podcast platformlarında.
NEDEN HÜSAMETTİN KOÇAN?
Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu resim bölümünden 1970 yılında mezun oldu. 1975'te, aynı okulda asistan olarak çalışmaya başladı. 1978 yılında Avusturya Hükûmet Bursu ile Salzburg'taki Uluslararası Güzel Sanatlar Yaz Akademisi'nde eğitim aldı. "Salzburg Şehir Onur Ödülü"ne layık görüldü. 1980 yılında Türk halk resimleri üzerine yaptığı araştırmasını tamamladı. Ertesi yıl öğretim görevlisi oldu. 1983 senesinde, Marmara Üniversitesi'nden sanatta yeterlik derecesini aldı. 1986'da doçent, 1993'te profesör oldu. 1997'den 2005'e kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekanlık görevini sürdürdü.
UNESCO'ya bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Sanat Derneği'nin (AIAP) Türkiye ayağının kurulmasında rol oynayan Koçan, 1990-1995 yılları arasında bu dernekte yönetim kurulu başkanlığı yaptı.
Avustralya’dan Almanya’ya, Belçika’dan Güney Kore’ye, İtalya’dan Fransa’ya, İngiltere’den Japonya’ya birçok ülkede çalışmalar yaptı, araştırmalarda bulundu.
1997 yılında Gezici TIR Sanat Galerisi Projesi’ni hazırlayıp hayata geçirdi, Bayburt, Erzurum, Van ve Diyarbakır’a götürdü.
Doğduğu yer olan Bayburt’un eski adıyla Baksı, yeni adıyla Bayraktar köyünde müze kurma fikri 2000 yılında filizlendi.
Bu fikri hayata geçirmek amacıyla 2005 yılında Baksı Kültür Sanat Vakfı’nı kurdu. Müze, başta sanatçılar olmak üzere çok sayıda gönüllünün katkısıyla yıllar içinde gerçek bir toplumsal projeye dönüştü.
Müzenin ana binası, 2010 yılında zorlu bir serüvenin sonunda, devletten hiçbir maddi yardım almadan, tamamlandı. Baksı Müzesi'nin tanıtımı 2010 yılı Haziran ayında İstanbul Modern'de, açılışı ise Temmuz ayında yapıldı.
Prof.Dr. Hüsamettin Koçan 2009 yılında, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dekan oldu. 2014 yılında TBMM Onur Ödülü'ne değer görüldü.
Baksı Müzesi web sitesi baksi.org/tr/anasayfa
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
#HerkeseSanat
🎪 🎭 🎻
Sanat ve kültür tarihçisi Murat Katoğlu’dan Türkiye’nin operayla tanışmasını dinleyin.
Bugün “anlaşılması zor” bulunan operayla Türk halkı yıllar önce, 19’uncu yy’da Türkiye’ye gelen yabancı kumpanyaların temsillerinde tanıştı ve çok sevdi.
Seyircinin ilgisini çeken neydi?
Aynı zamanda müzikolog olan Halit Ziya Uşaklıgil, operanın eğitsel niteliğini nasıl anlattı?
Murat Katoğlu, yeni başlayanları opera sanatıyla Sevil Berberi ve Yunus Emre Oratoryosu’ndan parçalar eşliğinde tanıştırıyor.
Ayrıca, yeni başlayanlara 18’inci yy’dan özellikle Mozart’ın eserlerini tavsiye ediyor, “eğlenceli, güzel nağmeli, entrikalı” hikayeler “Saraydan kız kaçırma”, “Don Juan” ve “Figaro’nun Düğünü”nü izlemelerini öneriyor.
Herkese Sanat cumartesi 12.30’da, tekrarı Pazar 18.30’da NTVRadyo’da.
Program radyoda yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için podcast kayıt olarak ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify ve tüm podcast platformlarında.
İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
NEDEN MURAT KATOĞLU?
Ankara Üniversitesi’nde sanat tarihi, tiyatro, kültür tarihi alanlarında öğretim görevlisi olarak çalıştı, TRT’den Ankara ve İzmir belediyelerine çeşitli kamu kuruluşlarında müşavir olarak çalıştı, Kültür Bakanlığı’nda Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü yaptı. Dergi ve gazetelerde sanat ve kültür konularında yazıları, araştırmaları yayınlandı. Süreyya Operası ve Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nin kuruluş çalışmalarını yürüttü. “Türkiye’de Opera’nın Kuruluş Öyküsü” başta olmak üzere çok sayıda kitap yazdı.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz.
Sizi, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalıyla, sanatçı, akademisyen, sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni ve deneyimli seyirciler rehberliğinde tanıştırıyoruz.
Çünkü anlamak için, sevmek için önce tanışmak gerekir!
Opera, klasik bale, Picasso, heykel, sanat sineması, çağdaş dans, performans sanatı, dijital sanat...
Her bölümde, o sanat dalından örnekler eşliğinde, en iyi bilenlerden dinliyoruz.
Herkese Sanat’ta bu hafta, dünyanın en iyi başbalerinleri arasında sayılan Ayşem Sunal Savaşkurt eşliğinde klasik baleyle tanışıyoruz.
Klasik bale nasıl izlenir? Neye dikkat edebilirsiniz? Modern baleden farkı ne? O meşhur harekete nasıl çalışıyorlar? Bedenlerini nasıl koruyorlar?
Giselle, Kuğu Gölü, Romeo ve Jüliet neden bu kadar çok seviliyor?
Ayşem Sunal Savaşkurt: Ankara Devlet Konservatuvarı’nda bale eğitiminden sonra 1990 yılında Belçika Kraliyet Balesi’nde kariyerine başladı. İlk temsili 'Giselle'de dünya çapında övgüler aldı ve başdansçı olarak dünyaca ünlü bale topluluklarında, dünyanın dört bir yanındaki önemli sanat merkezlerinde dans etti, önemli koreograflarla birebir çalıştı. Dünyanın en iyi balerinleri arasında sayılan, pekçok ödüle layık görülen Savaşkurt, 2006 yılından itibaren Ankara ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde başdansçı olarak görev aldı. Halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde bale eğitmenliği ve repetitörlüğü yapıyor, ayrıca Bale Başkoreografı görevini sürdürüyor.
www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar…x?ArtistId=465
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamayacağınızı, sevmeyeceğinizi düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program, bu sanat dalıyla sizi tanıştırıyor. İyi bilen ve iyi anlatan bir rehber eşliğinde, ilk gösteriye davetlisiniz. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
Herkese Sanat cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için tüm bölümler www.ntvradyo.com.tr/ adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
#HerkeseSanat
🎨🖌️ Bu resim ne anlatıyor? Sanatçı ne demek istemiş?
Sanat tarihçisi Zerrin İren Boynudelik'in rehberliğinde büyük resme bakıyoruz.
Önce 5 temel sorunun cevabını öğrenip resme bakmayı tavsiye ediyor. Resmin arka planında ne olduğunu bilmek ne kazandırır? Peki resme bakarken neye dikkat edeceğiz? Neyi anlamaya çalışacağız?
Herkese Sanat programı cumartesi saat 12.30, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
...
Zerrin İren Boynudelik dinleyicilere özel olarak iki resmi anlatıyor.
İtalyan ressam Sandro Botticelli'nin (1482–1486) Venüs'ün Doğuşu ve İlkbahar resimleri.
Her iki resim de İtalya'da Galeri Uffizi'de. www.uffizi.it/en/search?query=Botticelli%20
Çok karışık olan bu resimlerde ne görüyor? Siz ne görüyorsunuz?
Bakmak, görmek ve anlamlandırmak arasındaki ilişkiyi anlatırken sanat tarihçisi Arasse'in "Yakın Bakış" adlı kitabında, Francesco del Cossa'nın "Meryem'e Müjde" resminde, tuvalin en altında ve zorlukla görülebilen salyangoz üzerine 20 sayfa yazdığını söylüyor. Bu ayrıntıları bulmanın çok keyifli olduğunu, dedektif gibi çalıştığını söylüyor.
Resimin orijinali Almanya'da skd-online-collection.skd.museum/Details/…x/246606
...
Zerrin İren Boynudelik. Sanat tarihçisi.
1993-2014 yılları arasında önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde, ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından basılan "Bu resim ne anlatıyor?" serisinde 3 kitabı var: İkonografi, Mitoloji ve Günlük Hayat (Emine Özel Kurt ile birlikte) ve Alegori.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamayacağınızı düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program o sanat dallarıyla tanışmanız için. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
Herkese Sanat cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için tüm bölümler www.ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
#HerkeseSanat
#SanatSineması #BağımsızSinema
Anlatan: Emin Alper
Sanat sineması, bağımsız sinema nedir? Anlamak için nereden başlamalı? Ana akım sinemadan farkı ne?
Yönetmen, senarist, yapımcı, akademisyen Emin Alper, "İnsanlar, kültürlü olduklarını göstermek için, sanat sinemasını kavramanın zor olduğunu yayarlar. Oysa hiç değil" diyor ve bizi sanat sinemasıyla tanıştırıyor, örneklerle sanat sinemasını, ana akım sinemadan farkını anlatıyor.
Dünya sinemasından Stanley Kubrick'in meselesini, filmlerinde bunu nasıl yansıttığını, izlerken nasıl anlaşılacağını anlatırken, ünlü "Space Odyssey" filmindeki efsane sahneden, mesajından örnekler veriyor.
Türkiye'den ise Nuri Bilge Ceylan sinemasını ele alıyor. Nuri Bilge Ceylan filmlerinin meselesinin "taşra" olduğunu söylüyor, filmlerden karakterlerle bu meseleyi nasıl yansıttığını anlatıyor.
Ve bir tavsiye veriyor Emin Alper, sanat sineması tüketiminin kolektif bir şey olduğunu, bir grupla izleyip film üzerine konuşmanın, tartışmanın ufuk açacağını kaydediyor.
Emin Alper anlatımlarına eşlik eden müzikleri de Stanley Kubrick'in filmlerinden seçti: Space Odyssey ve Eyes Wide Shut.
Tepenin Ardı, Abluka, Kız Kardeşler, Kelebekler, Kurak Günler filmlerinden tanıdığımız yönetmen, senarist, yapımcı ve akademisyen Emin Alper aynı zamanda SİNEMATEK / Sinema Evi'nin sanat yönetmeni.
...
Herkese Sanat her cumartesi 12.30'da, pazar 18.30'da NTVRadyo'da.
NEDEN HERKESE SANAT?
Uzak durduğunuz, anlamadığınızı düşündüğünüz sanat dalları var mı?
Bu program o sanat dallarıyla tanışmanız için. Çünkü anlamak, sevmek için önce tanışmak gerekir.
NTVRadyo'da her hafta bir sanat dalı gösterisini, o dalda usta bir isimle izlemeye davetlisiniz.
Tüm bölümler radyoda yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için www.ntvradyo.com.tr adresinde, ayrıca Spotify, Apple, Soundcloud gibi podcast platformlarında. İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde dinleyebilmeniz için.
Nisan Ak. Orkestra şefi, müzik direktörü. ABD'de yaşıyor, dünyanın dört bir yanında konser yönetiyor.
Nisan Ak, "müzisyenlikten çok daha fazlası, müziğin elçisi" dediği orkestra şefinin neyi, nasıl yaptığını anlattı. Notaları okuyan ve hayal gücüyle canlandırıp, orkestraya çaldıran şefle tanışıyoruz. İyi dinlemeler:
... Orkestra şefinin görevi, müziği notalardan anlamak, orkestrayı ona göre koordine etmek, provalarda ve konserde efektif çalmasını sağlamak.
... Bazı müzikler, çok derin. Ama notalar somut değil, aralarında boşluklar var. Hayal gücünüzle canlandırmanız gerekiyor.
... Mesela "andante" yazar. Yani yürüme temposu. Ama sen yürürsün nasıl, ben yürürüm nasıl? Ne kadar farklı olabilir ki, dersin. Bugünkü yürüyüş hızı başka, 200 - 300 sene önce yaşayıp bunu yazanın yürüyüş hızı başka. Ama orada "andante" yazıyorsa, orkestra şefi kendi yürüme temposuna göre çaldıracak. Bazen, bütün karakteri değiştirir.
... Klasik müzikle ilgili en büyük derdim, belli bir zümreye ait olduğunu sanmak. Bazı müzikler bazı kesimlerde daha çok tutuluyor. Bir klasik müzik konserine gitmek bile pahalı bir deneyim. En son ne zaman 1000 kişiyle beraber bir konser dinlediniz? 21. yüzyılda bulunamaz bir deneyim! Ama şöyle düşünün müzik müziktir, sınıfı yoktur. İstediğimiz şeyi, istediğimiz yerde dinleriz. İstersek internetten açıp dinleriz.
...
BÖLÜMDE KULLANILAN MÜZİK:
Mozart'ın 40. Senfonisi - Antalya Devlet Senfoni Orkestrası - Şef: Nisan Ak
NİSAN AK 1991 İstanbul doğumlu.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor.
Richmond Oratoryo Topluluğu ve Bruch Oda Orkestrası'nın kurucusu ve Müzik Direktörü.
Viyana'dan Bursa'ya, Antalya'dan New York'a, 4 kıtada birçok şehirde, misafir şef olarak konser yönetti.
Şeflik kariyeri sürerken, akademik kariyerini de sürdürüyor. Halen College of Charleston'da öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Türkiye'de caz müziğe uzak duranlar çok olsa da, bu müziğin Türkiye'deki yeri çok eski. İstanbul, 1920'lerde dünyaca ünlü caz müzisyenlerinin konsere geldiği bir şehir. Nedeni ne olabilir? Peki, bizdeki "Caz yapma" sözünün o günlerden kalma olduğunu biliyor musunuz?
İKSV Caz Festivali Direktörü Harun İzer, uzak duranları, dinlemeyenleri caz müziği dinlemeye davet ediyor. Isınmak için 3 parça çalıyor ve bilmek isteyeceğiniz notlar anlatıyor.
Erol Pekcan - Köy Yolu - Caz Semai
Milestones - Alternate Take
Glen Miller - Take the a train
İyi dinlemeler
"Bedeninizi, hayallerinizi, isteklerinizi, başka bir bedende görerek kendinize alan yaratmak için, sizleri çağdaş dans gösterisine çağırmak isterdim.
... "Çağdaş dans bu çağa ait, günümüze ait, bedenin amaç değil araç olduğu bir sanat dalı. Özellikle 1980 sonrası ve yeni milenyumla, bedene olan demokratik bakış açısı, bireysellik, bireysellikteki yaratıcılık ve öznel ifade biçimleri, günümüz sanatını oluşturuyor ve çağdaş dans tam da bu noktadan çağdaş sanatlarla ilişkileniyor.
... "Bizler çağdaş dans sanatçıları ya da çağdaş dans eğitmenleri olarak bireyin şeklen ne yapabildiği kadar, neden ve nasıl yaptığıyla ilgileniyoruz. Bedenini plastik obje ya da kavramsal çerçeve dahilinde nasıl dönüştürebildiğiyle ilgileniyoruz.
... "Çağdaş dansta yaş önemli değil. Somatik yani anatomik bilgilerle çalışıyoruz. Her bedeni, kendi anatomik potansiyeli çerçevesinde değerlendiriyoruz ve bedenin kinestetik potansiyelini zedelemeden geliştirmek üzerine bir eğitim yapıyoruz. "
Çağdaş dansta müziğin ve mekanın önemi...
Çigong ve aikido derslerinin etkisi...
Çağdaş Dans Anasanat Dalı mı, Akrobasi ve Sirk Sanatları mı?
Ve daha pek çok şey! Bu sanat dalına başlamak ya da seyircisi olmak için bilmek isteyeceğiniz özel notlar...
Prof.Dr. Tuğçe Ulugün Tuna dansın farklı branşlarından geçmiş, 40 yıldır dans ediyor. Koreograf, çağdaş dans sanatçısı, disiplinler arası performans sanatçısı, dans ve hareket terapisti. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - İstanbul Devlet Konservatuarı "Çağdaş Dans Anasanat Dalı" Bölüm Başkanı.
Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde gösteriler hazırlıyor, psikosomatik çalışmalar, dans ve hareketin tedavi edici etkisi, kinestetik zekâ ve beden farkındalık çalışmaları yürütüyor.
🗿 Önce tanışmak lazım!
Heykel sanatçısı ve eğitmen Prof.Dr. Meriç Hızal rehberliğinde heykelle tanışıyoruz:
... "Bana göre her canlıda renk, biçim, ses, hatta tekstür konusunda bir duyarlılık vardır. Çağ ve topluma, kişiye, hatta kişinin belirli zamanlarına, belirli yaşlarına, ruh haline göre de değişir. Bunu biz eşyalarımızı seçerken, giysilerimizi seçerken, saçımıza biçim verirken, bir binadan, bir manzaradan hoşlanırken zaten sürekli olarak ispat ederiz. Ama bunun sanat konusunda da bir duyarlılık alanı olduğunu bilmeyiz. Aslında aynı duyarlılık alanındayız. İşte bununla tanışmak gerekiyor. Tanışırsak, ikinci kez karşılaştığımızda algılarız.
... "Heykel boşlukta yer alan, bir anlam ifade eden, amacı olan bir formdur. Herhangi bir malzemeden olabilir, herhangi bir renk veya renksiz olabilir. Heykel etrafında dolaştığımız şeydir. Yani boşlukla doluluk, ikisi yarı yarıya var olurlar heykelde. Boşluğu biçimlendirme sanatıdır heykel. Bu sebeple mimariye yakınlığı vardır.
... "Şahısların alması zor. Çünkü resim gibi kolay teşhir edilemiyor. Kendine yer istiyor, etrafında dönülsün istiyor, görülmek istiyor, bir köşede kalmak istemiyor. Müzelerde, galerilerde, ama daha çok kamusal alanda olması önemli. Çünkü o zaman sizin hayatınızın bir parçası oluyor.
... "Kültepe İdolü diye bir şey var. Bir kurs. Topu topu 20 santim. Yassı bir disk, bir silindir, bir üçgen prizmadan oluşuyor. Bu geometrik yapının içerisinde bir anne gururla başını kaldırıyor ve kız ikizlerini göğsünde taşıyor. Ve orada müthiş bir özgüven, kibir, sahip olma var. Bu kadar geometrik olmakla birlikte çocuklarını nasıl kolonlarla bağladığını, saçlarını ikiye ayırdığını, başına bandana taktığını, kıvırcık uzun saçlarını beline kadar süslediğini görebilirsiniz. Benim ona hayranlığım en yalın formla en derin duyguyu anlatabilme başarısıdır. Milattan Önce yapılmıştır. Anadolumuz bu bakımdan çok zengin. Benim sevgilim o."
Prof.Dr. Meriç Hızal, Türkiye'de ve yurt dışında eserleri ilgiyle izlenen ödüllü heykeltraş. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nden 1979 yılında mezun oldu. Türkiye'de ve dünyada ustalarla çalıştı. 2006 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden emekli oldu. Halen FMV Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Bölüm Başkanı olarak eğitim üyeliğine devam ediyor.
#HerkeseSanat 🎻🎹🎧
Uzak durduğumuz sanat dallarıyla tanışıyor, seyirci olmayı öğreniyoruz!
İlk bölümde klasik müzik gösterisine davetliyiz.
Dünyaca ünlü Orkestra Şefi Cem Mansur rehberliğinde, Beethoven'dan Egmont Uvertürü, Musorgski'den Çıplak Dağda Bir Gece, Sibelius'tan Finlandiya'sı, Çaykovky'den 1812 Uvertürü ile başladık.
Cem Mansur yol gösteriyor, bilmek isteyeceğimiz açıklamalar yapıyor, notlar veriyor.
Klasik müziğe uzaksanız, bu programı dinleyerek başlayın.
Orkestra Şefi Cem Mansur 1981 - 89 yıları arasında İstanbul Devlet Operası’nın şefliğini yaptı, Londra'da İngiliz Oda Orkestrası'yla başlayarak yurt dışında uzun yıllar çalıştı. İngiliz Kraliyet Flarmoni Orkestrası'ndan Helsinki Flarmoni Orkestrası'na, Macaristan'dan Rusya'ya, Finlandiya'dan Güney Afrika'ya orkestra ve opera kuruluşlarında çalıştı.
İngiltere’nin alanındaki en eski ikinci kurumu olan 'Ipswich Koro Cemiyeti’nin fahri başkanı ve 2007 yılında kurduğu Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası'nın kurucu şefi.
Halen Gedik Üniversitesi Filarmoni Orkestrası Genel Müzik Direktörü.